Kayıtlar

30. Dualarının sonu

Resim
âhir: son da'vâ: dualar hum: onlar veâhiru da'vâhum ...  (Dualarının sonu da ...) Besmele ile başlanan bir işi elbette hamd ile tamamlamak gerekir. Anlaşılan o ki, başarı ile tamamlanırsa dünya hayatının sonu da el-hamdu lillah olacak... 10:10 Bunların oradaki duaları "Subhâneke Allahumme", aralarındaki esenlik dilekleri "Selâm", dualarının sonu da "Elhamdulillahi rabbil'âlemîn" sözleridir. https://www.pngindir.com/png-dch1x5/ "Bunların" yani Cennet ehlinin üç anahtar sözü ayette şöyle bildiriliyor: da'vâhum fîhâ subhânekallâhumme Cennet barış ve nimet yurdu. İnsanlar bu dünyada benzerlerini görmedikleri, hatta hayal bile edemedikleri nimetlere kavuşacaklar. O mutlu kimselerin hâlleri sürekli hayret ve heyecan üzere olmalı ki, dillerinden hep evvelâ "subhâneke" dökülecek. Her namazın başında söylerken keşke bu inceliği hatırlasak... https://korunmuskitap.blogspot.com/2020/01/subhaneke.html vetah

29. Onu Biz koruruz

Resim
innâ: biz (vurgulu) lehû: ona hâfiz: koruyucu lehâfizûn: koruyucular (vurgulu) veinnâ lehû lehâfizûn ( Onu Biz koruruz ) 15:9 Şüphesiz o zikri Biz indirdik, onun koruyucusu da elbette Biziz Kuran'ın korunmuşluğu tarihsel bir vaka: Dünyanın neresine giderseniz gidin, farklı bir kopyasını bulamazsınız. İnsanların yazdığı her metnin zaman içinde az çok değiştiğini biliyoruz. Bu metnin hiç değişmeden kalmış olması tek başına bir mucizedir, çünkü başka bir örneği yok. O zikri Biz indirdik, onun koruyucusu da elbette Biziz İnci misali Korunmanın diğer bir boyutu da, alelade görünüp içindeki kıymetlerin saklanması. Okyanuslarda değersiz, sıradan taşlar bulunur. İnci çıkaranlar onlara hiç değer vermez. Aradıkları, taşlaşmış istiridyelerdir, içlerinde pırıl pırıl inciler olan istiridyeler. Adi taşlardan görünüşte hiç farkları yoktur, ama erbabı onları bulup çıkarır. Eğitilmemiş gözlerden gizlenmiş, korunmuştur. Vâkıa suresinde ( 56:77-78 ) meknûn kelimesi ile bu anlam i

28. Korku ve hüzün

Resim
havf: korku lâ tahaf: korkma yahzen: hüzünlenir lâ tahzen: üzülme lâ havfun 'aleyhim velâ hum yahzenûn (onlara korku yok, onlar üzülmezler) Korkuların egemen olduğu bir devirde yaşıyoruz. Terör korkusu, savaş korkusu, deprem korkusu, yangın korkusu, kasırga korkusu, ve şimdi virüs korkusu... Hepsinin ortak tarafı: ölüm korkusu. Lakin Allah "korku yok" diyor, defalarca: https://maeyler.github.io/Kuran/frames.html#b=lA%20xwf Kimlere korku olmadığını bu 14 ayette okuyabiliriz. lâ tahzen innallâhe ma'anâ  (üzülme  Allah bizimle ) İki arkadaş mağarada saklanıyorlar. Peşlerinde onları öldürmeye yemin etmiş, kılıçları bilenmiş, gözleri dönmüş korkunç bir sürü... Korkmak için her sebep var. Lakin, o ikinin birisi (salat ve selam onun) arkadaşına şöyle fısıldıyor: "Üzülme  Allah bizimledir " "Üzülme Allah bizimledir" kellâ inne ma'iye rabbiy (Hayır! Rabbim benimle) Gecenin ortasında birkaç bin ezilmiş insan denize doğru kaçıyor

27. inşâallâh

Resim
in: eğer  - en: bağlaç (that) şâe: diledi - yeşâ: diliyor inşâallâh (Allah dilediyse) Allah dilemeden hiçbir fikir gerçekleşemiyor, hiçbir hayal hakikat olamıyor. Kitabımızdaki enbiyâ kıssalarında bunun birçok örneği var. * Hz İbrahim, oğluna rüyasını anlatıp fikrini soruyor, "ne dersin?" 37:102  "Babacığım! Emrolunduğun gibi yap" setecidunî in şâallâhu mines-sâbirîn "Allah dilerse, sabredenlerden olduğumu göreceksin" * Torunu Yakub, uzun bir ayrılıktan sonra sevgili oğullarına kavuşuyor. Yusuf anasını, babasını, kardeşlerini bağrına basıp şöyle diyor: 12:99 udhulû misra in şâallâhu âminîn Allah dilerse, güven içinde Mısır'a girin İsrailoğulları Mısır'a böyle giriyor. Sonraki üç ayet de onları Mısır'dan çıkartan nebinin hikayesinde. * Şuayb, hem damat hem yardımcı olarak anlaştığı Musa'ya diyor: 28:27 s etecidunî in şâallâhu mines-sâlihîn "Allah dilerse, salihlerden olduğumu göreceksin" * Aynı Musa, "ken

26. Ona "ol" der

Resim
qâle: dedi, qul: de, yaqûlu: der lehû: ona kâne: oldu, kun: ol, yekûnu: olur yaqûlu lehû kun feyekûn (Ona "ol" der ve olur) Bu söz Kuran'da sekiz yerde geçiyor: 2:117, 3:47, 3:59, 6:73, 16:40, 19:35, 36:82, 40:68 Bunların ikisine yakından bakalım. Allah'ın kudretinde acz olmadığı için küçük büyük ne varsa Allah aynı kolaylıkla yaratır. Allah için çiçeği yaratmakla, baharı veya cenneti yaratmak arasında bir fark yoktur. Hiçbir sebebe ihtiyacı yoktur, "ol" der ve oluverir. Yasin suresi bu haberle son buluyor. 36:82 Bir şeyi dilediği zaman, O'nun buyruğu sadece ona "ol" demektir ve olur. Hz İsa'nın olağandışı, akla sığmayan doğumuna şu açıklama yapılmış: 3:59 Şüphesiz Allah katında İsa'nın durumu, Adem'in durumu gibidir. Onu topraktan yarattı. Sonra ona "ol" dedi ve oldu. https://www.pinterest.co.uk/pin/527061962636123330/ Sözle nasıl "olunur"? Allah bir şeyin olmasını dilediğinde, "ol

25. Sabrı tavsiye

Resim
vassâ: tavsiye etti evsâ: vasiyet etti tevâsâ: (karşılıklı) tavsiye etti tevâsav bis-sabr (Sabrı tavsiye ederler) Sabır, nefsin iyi bir şey yapmak veya kötülüklerden kaçınmak için acıya, meşakkate tahammül kuvvetidir. Kitabımızda sabır tavsiye eden ayetler pek çok. Her iki anlamda da sabretmek, müslümanlığın bir gereği olarak karşımıza çıkıyor. Sabır isteyen dualar öğretiliyor: "Üzerimize sabır yağdır" (2:250, 7:126) Fakat iki ayet var ki, bunlardan farklı olarak, karşılıklı sabır tavsiye etmeyi güzel ahlakın bir parçası olarak sunuyor. Asr Suresi, asra (ikindi vakti veya asr-ı saadet) kasem ile başlayıp insanın husran (zarar ve ziyan) içinde olduğunu hatırlatıyor. Zararın tek istisnası var: illellezîne âmenû ve'amilus-sâlihâti Ancak, iman edip de sâlih ameller işleyenler, vetevâsav bil-haqqi vetevâsav bis-sabr birbirine hakkı tavsiye edenler ve sabrı tavsiye edenler hariç Beled suresi 'aqabe (sarp yokuş -- 90:11) kavramını aynı tavsiye ile anlatıyor

24. Hesabı hızlıdır

Resim
sere'a: hızlı oldu serî'u: hızlı hasebe: hesapladı hisâb: hesap hâsib: hesap yapan (computer) serî'ul-hisâb (hesabı hızlıdır) Bu söz Kuran'da sekiz yerde geçiyor: 2:202, 3:19, 3:199, 5:4, 13:41, 14:51, 24:39, 40:17 Bunların ilkine ve sonuncusuna yakından bakalım. Hacc ibadetini yerine getirenlerin, her namazda tekrarladığımız duası: 2:201-201 Onlardan, "Rabbimiz, bize dünyada da iyilik ver, ahirette de iyilik ver ve bizi ateş azabından koru" diyenler de vardır. İşte onlara kazandıklarından bir nasip vardır. Allah, hesabı pek çabuk görendir. Dünya için dua etmeye teşvik ediliyoruz, ancak sadece ahiret ile birlikte. Önceki âyette sadece dünya nimetleri için dua edenler kınanıyor. Ama sadece ahiret için dua edenlerden hiç bahsedilmiyor. Aksine, dualarda dünya ve ahiret nimetleri birlikte vurgulanmış. Hesabın çabuk görülmesi, bilgisayarların icadına kadar pek önemli görülmezdi. Bu aletleri programlamakla meşgul olanlar, "çabuk hesabın"